-
1 تهجم
-
2 ظلم
Iظَلَمَ1. kıymakAnlamı: acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek2. saldırmak3. zulmetmekAnlamı: eziyet etmek, işkence etmekIIظُلْم1. buyurganlıkAnlamı: despotluk2. zalimlikAnlamı: zalim olma durumu3. zorbalıkAnlamı: zorbaca davranış, müstebitlik4. kıymaAnlamı: kıymak işi5. kıyımAnlamı: kıymak işi veya biçimi6. adaletsizlikAnlamı: adalete aykırı davranış7. acımasızlıkAnlamı: merhametsizlik, zulüm8. zulümAnlamı: kıyım, kıygı, acımasızlık, haksızlık, cefa -
3 عسف
Iعَسَفَ1. kıymakAnlamı: acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek2. huysuzlanmakAnlamı: huysuzca davranmak3. saldırmak4. zulmetmekAnlamı: eziyet etmek, işkence etmekIIعَسْف1. buyurganlıkAnlamı: despotluk2. zalimlikAnlamı: zalim olma durumu3. zorbalıkAnlamı: zorbaca davranış, müstebitlik4. kıyımAnlamı: kıymak işi veya biçimi5. kıymaAnlamı: kıymak işi6. adaletsizlikAnlamı: adalete aykırı davranış7. zulümAnlamı: kıyım, kıygı, acımasızlık, haksızlık, cefa -
4 تجاوز
Iتَجَاوَزَ1. kazanmakAnlamı: yenmek, galip gelmek2. saldırmak3. azmakAnlamı: taşkınlıkta ileri gitmek, kötülüğünü artırmak4. aşmakAnlamı: yüksek, uzak ve geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmekIIتَجَاوُز1. ifratAnlamı: herhangi bir konuda ileri gitme, taşkınlık2. fazlalıkAnlamı: çokluk, gereğinden artık olma durumu3. savurganlıkAnlamı: tutumsuzluk, israf4. izamAnlamı: abartma, büyütme5. abartıAnlamı: mübalağa etme, abartma6. müsriflikAnlamı: tutumsuzluk7. abartmaAnlamı: abartmak ışı, mübalağa8. dikkatsizlikAnlamı: dikkatsiz olma durumu -
5 اعتسف
اِعْتَسَفَ1. kıymakAnlamı: acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek2. huysuzlanmakAnlamı: huysuzca davranmak3. saldırmak4. zulmetmekAnlamı: eziyet etmek, işkence etmek -
6 تعدى
تَعَدَّى1. saldırmak2. azmakAnlamı: taşkınlıkta ileri gitmek, kötülüğünü artırmak3. aşmakAnlamı: yüksek, uzak ve geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmek -
7 غبن
غَبَنَ1. saldırmak2. zulmetmekAnlamı: eziyet etmek, işkence etmek -
8 هجم
См. также в других словарях:
saldırmak — e 1) Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek Bugün şu dakikada onlar hâlâ düşmana saldırıyorlardı. H. C. Yalçın 2) Bir şey veya kimse üzerine saldırı yapılmasına sebep olmak 3) den Gemi … Çağatay Osmanlı Sözlük